Hırs

İnsanın bir dış cesedi vardır.

Buna bindirilmiş ruhu vardır.

Arzu ve gayelerini başıboş isteyen bir nefsi vardır.

Hırs: insanın nefsinin tezahüratıdır.

Aklının, cesedin tezahüratı değildir.

Hırs: insana menfaat sağlamak gayesine çevrilidir.

Mevki, Mal, Para, Şöhret, Kıskançlık bir nevi intikam hislerinden yoğrulmuştur.

Hırs kendine yakın taraftar arar.

Buldu mu “Entrika” denilen görünmeyen bir örgüt olur.

Bir tarafı yalan, diğer tarafı iftira ve dedikodu...

Muayyen bir hudud ve bir mıntıkada işler.

Büyüdü mü o mıntıkadan dışarı fırlar.

Halka yayılır.

Âdeta bir doktrin olur.

“Politika” ismini alır...

Bu ismi devam ettirmek ve sürekli menfaat hırsını beslemek için Akademik bir isme bürünür. “Siyaset” denir ismine...

Kisvesi : Millet ve halk memleket uğruna çalışmak.

Bu doktrin teşekkül etti mi entrika, politika gizlenir.

Bu gizlenenleri devam ettirmek için meslekler doğar.

Güzel ve faydalı görünmek için...

Antikacılık, müzecilik, yolculuk örgütleri, bürolar, yazıhaneler, komisyonculuk bunlar hepsini gizlerler.

Asıl gaye bu sûretle gizlenir.

Kaçakçılık, yeraltı Örgütleri, mafyalar, babalar, kumarhaneler...

Bu arada işçi, memur, âmir, yoksul fakir, orta hâlli zengin zümreler vardır, amma bunları birbirine bağlamamak için muhtelif gizli ve açık vaadlerle taraf toplama kurtarma tabyaları kurulur.

Milleti bunaltıdan korumak için yine menfaate bağlı ikramiyeler, piyangolar, taksitle satışlar, krediler ortaya çıkar.

İyilerin kaybolup tiftik tiftik olmasından çıkan kötü yıkıntı çöplüğü husule gelir. ilerici, gerici, yobaz, kelimeleri ortaya çıkar.

Var olanın çirkin olarak kabullenmesidir bunlar...

Bu hâl milletler arası da aynen vardır.

O zaman bunlara propaganda, iyi veya fena gösterme neşriyatı başlar. Halk taraflara ayrılır. Kendi aklının bilgisinin fakirlik ve zenginliği derecesinde...

Ondan sonra toplumda birlik yavaş yavaş kalkar.

Ailelerde yavaş yavaş karışıklık, geçimsizlik başlar.

Bunlar da ev dışı değişmelere uymak veya uymamak kompleksleri... Mektep, ev geleneğine uymaz.

Sinemalar, romanlar, televizyonlar gazeteler, resimler, müzikler, içkiler. Oyunlar, her türlü spor...

Dini geleneklere itiraz.

Nihâyet geçim derdi.

Yaratılan pahalılık, plajlar, bisiklet, otomobil ticareti, işsizlik...

İnsanın kendi kendini nasıl soktuğunu bu anlattıklarımızda anlayabilirsiniz.

Toplumda, her fert mesuldür bundan.

Fakat mesuliyeti kabul etmez.

Çünkü büyük bir bilgisizlik bilgisizliği, derin bir gaflet içindedir.

Bütün bunlar nefsin işidir.

Bu noksanlık içinde olanlara en büyük insanın mübârek bir sözü vardır. “Nefsini bilen RABB’ini bilir”

Bu noksanlık içinde olanlara bilgi çağrısıdır.

Bunu neticelendirmeden ulaşmak isteği iç âlemine varamaz.

Yanlış yapmak bir şey değildir:

Yanlışı unutmak kötüdür.

Fakat kötülüğün intikamıda alınmaz.

Nefse uymak hikâyesi de gemini bıraktı mı organizmada da birçok değişikliklere sebep olur. Biraz da onlardan bahsedelim.

Sinir sistemi bozuldu mu organizmadaki işlemede, kimya ve madde alışverişinde, hücrede, elektrolitlerde, anyon-katyon muvazenesi bozulur.

Sitres, Böbrek, Karaciğer, Pankreas, Safra kesişi, Şeker hastalığı birçok kan hastalıkları meydana gelir...

Bunlar birden bire değildir.

Yukardaki bozukluğun sinsi yavaş yavaş husule getirdiği düzensizliktir.

Bu hastalıklarda :

Daha ortaya tamamıyla çıkmadan veya çıktığında Kanda, Çinko, Kalay, Demir, Bakır, Potasyum muvazenesinde her ülkenin yaşayış tarz ve standartma göre azalma veya çoğalma vardır.

Meselâ:

Gürültüde kanda, dimağda potasyum muvazenesi bozulur.

Âni hiddetlerde, ruhî bunalımlarda, delilerde bu muvazene devamlı bozuktur.

Bu uzvî bozukluğun ortaya çıkmasında en başta gelenler:

1- Gürültü

2- Huzursuzluk

3- Devamlı geçimsizlik

4- Seks noksanlığı

5- Geçim bunalımı

6- Hased. Kıskançlık

7- Fena beslenme

8- Haram ve yasak gıdalar

9- Kumar, içki, uykusuzluk.

10- İnançsızlık

Teşhis edilemeyen bu devrin hastalarında daima kandaki potasyum, manganez, çinko, kalay, bakır, demir hattâ nikel bunları ölçmek lâzımdır. Yalnız şunu unutmamalıdır:

Çinko, Kalay, Bakır, Nikeli mıknatıs çekmez.

Veya o mıknatısı kovar.

Lâfa dikkat!..

29.9.1986 Salı

Entrika : İtl. Hile, gizli tedbir ve dolap.

Doktrin : yun. Hatt-ı hareket. Hareket tarzı. Düstur, tarik. Re'y. * Fls: Bir sistem meydana getiren fikir ve kanaatlerin hepsi. Bir felsefe veya edebiyat okulunun fikirlerinin tümü.

Politika : İtl. Memleket işlerini idare için tutulan ölçülü yol. Siyaset.

Akademi : Yüksekokul: Bilginler, yazarlar, sanatçılar kurulu:

Siyaset : Memleket idare etme san'atı. Devlet idare tarzı. * Dünya ve âhirette necatlarına sebeb olacak bir yola, insanları irşad ile beşeriyetin salâhına çalışmak. * Diplomatlık. Politika. * Seyislik, at idare işleriyle uğraşma. (Bak: Hilafet)

Kisve : Elbise. Kılık. Hususi kıyafet. Küsve. Kisbet.

Tabya : Bir bölgeyi savunmak için yapılan ve silahlarla güçlendirilen yapı.

Tiftik : Tiftik keçisinin ince, yumuşak, parlak yünü, moher: