İnsanı hayrete düşürecek bir rahatlıkla mes’eleleri anlatırız... Bâzılarını kapalı geçeriz.
Açıklarsak Resûl’ün güneş gibi bâtını ortaya çıkar.
Fakat bu esrardır.
Gizlenmesi farzdır.
Söylenemez.
Her mes’elenin Kur’ânda 366 veçhesi vardır.
ALLAH bir insana fetih verirse bununla Kur’ân-ın iç yüzünü anlar.
... Fecre kadar: MATLALL- FECRİ...
Geceleyin senli benli kalmanın ifadesidir. “DEYYÂN”dır.
Sabah namazı onun için kulluk namazı değildir.
Şükür namazıdır.
Bir nevi, Ruhun DEYYÂN ile senli benli kalmasının guslüdür. Gusül temizlik değildir.
Guslü icabettiren hâlleri bilirsin...
ALLAH kendi güzelliğinin apaşikâr görünmesini istemez.
Kıskanır.
Huri, gılman ikramı senin bildiğin değildir.
Cimâ’da duyduğun zevkin 70 bin misli Cemâl’de zevk ve güzellik vardır.
Cimâdaki bir iki saniyelik zevk devam etse insan tahammül edemez canı çıkar, cesed kaybolur...
Yaratıldığın Sudaki HAY ile banyo yapmaktır gusûl..
Gusûl; bu bir ikram ve ta’zimdir.
Gusûl cesed içindir...
Öyle makamlarda olanlar vardır ki ALLAH’ı unuttukları dakikada cünub olurlar.
Bu nedir?
Söylenemez.
Amma düşünürsen biraz anlayabilirsin...
Bu makamdakiler sabah namazını vaktinde kılamazlarsa gusûl yapmaları icabeder.
Sabah vaktinde cünub olursa teyemmüm ile namaz kılar.
Vakti ödemiş olur.
Sonra gusûl yapar, namazı tekrar eder.
Bu burada gizlidir...
Cuma namazı yalnız erkeklere farzdır.
Kadınlara değil.
Bu büyük bir hakikati açıklar.
Sabah namazı öğleye kadar kaza olmadan sünnetiyle kılınır.
Yalnız Cuma günü vaktinde sabah namazını kılamayanlar öğleye kadar kılarlar fakat sünneti de farzı da kaza niyetiyle kılarlar.
Bunu bilen çok azdır.
Bir gün Rahmetullahu aleyh Hocamla bir çok talebeleriyle “Hızır İlyas” günü memlekette Trabzon’da Rufanus Köyü’ne gitmiştik.
Küçüktüm hatırlarım.
Öyle vakti geliyordu Hocam abdest bozmak için orada orman vardır oraya gitti.
Biraz sonra ormandan döndü.
Hemen çömelerek ellerini toprağa vurdu.
Yüzüne, kollarına, ayaklarının altına sürdü.
Geldi hemen birlikte namaza durduk.
Halbuki 30 metre ilerde bol akan çeşme akıyordu.
Rufanus Suyu meşhurdur.
Şehre getirip satarlardı.
Çok iyi bir sudur.
Namazdan sonra kalkıp gitti abdest aldı.
Sebebini bir türlü anlayamadık.
Sonra sorduk:
“Namaz vakti geçiyordu suya gidinceye kadar vakit gidecek ve sonra da belki oraya gidinceye kadar ecel gelir. Cesedimi hiç olmazsa kurtardım” dedi.
“Daima abdestli gezin!” diye söylemişti.
Ve sonra da bizlere: “Daima abdestli olun! Abdestsiz yemeyin, içmeyin,, en korkacağınız zaman, defi hacet zamanında olsun, insanın ilk defa cesedi küfre girer. Ruh kolay kolay kâfir olmaz” demişti...
“10.3.1954 Gece saat 3,10 Teheccüd namazından sonra su içerken nûr yüzlü bir şahıs tarafından bana yazdırıldı.”
Deyyân : Herkesin hesabını ve hakkını en iyi bilen ve veren. Hâk Teâla.
Huri : (Ahver ve Havrâ kelimelerinin C.) Ahu gözlüler. Gözlerinin akı karasından çok olan, pek güzel ve güzellikleri tarif ve tavsif edilemiyecek derecede güzel olan Cennet kızları. (Bak: Hur - Hur-i în)
Gılman : (Gulâm. C.) Bıyığı yeni bitmiş gençler. * Cennet'te hizmet gören delikanlılar. * Köleler, esirler.
Cünub : Cenabetlik. Şer'an yıkanıp temizlenmeye mecburiyet hâli. * Irak, uzak, baid.
Gusül : Boy abdesti. Temizlenmek. Maddi, Manevî temizlik için şartları dahilinde yıkanmak. Taharet-i Kübrâ da denir.
Kahhar : Hâsib. Hâkim. Kadir. Râi. Cenâb-ı Hak.
“Selamün hiye hatta matle’ilfecri : O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar.” “Kadir 97/5”
Cimâ : Cinsi münâsebet. Çiftleşmek. * Zamm etmek.