Kâinâtın Yaratılışındaki Kanunlar

Kâinatın yaradılışındaki kanunların:

Matematik,

Kimya,

Fizik yardımıyla akla durgunluk veren icad ve terakkilerin içinde bulunan dünya ve sakinleri, bunun karşısında inkâr denilen sapıklığı müdafaa edecek durumda artık değillerdir.

Bu kanunların oluşu, bunu kuranın mevcudiyeti hakkındaki düşünceleri tamamıyla ortadan kaldırmıştır.

Bu kudretler, Oluşlar HÂLİK’in görünüşüdür.

“ALLAH yetecellafi’l- asrı âlem” demek münkiri de kafiri de delaletten kurtarır.

Cebeli Tarık boğazındaki fizikî ve kimyasal hadise bir âlimi anlamadığı bir durum karşısında imana getirmiştir ki bu çok basit bir olaydır.

Niçin öyledir?

Öğrense muhakkak çıldırır.

Atom...Enerji... Yıldızlara gidiş... Radyo... Televizyon... Kompütür...Bilgisayar...

Bunlar onların bilinmesinden başka nedir?

Düşünen insan için...

Bunların hepsi Kur’ânda:

Hüve’l- EVVEL.

Hüve’l -ÂHİR.

Hüve’l ZÂHİR.

Hüve’l- BÂTIN...

Âyetinde gizlidir.

O da anlayana göredir...

Akıl yaşta değil baştadır diye kabul edilmiş bir akıllının sözü vardır.

Fakat aklı başa, yaş getirir.

Bunu kaale almazlar.

Bütün bu buluşlar çoğaldıkça ilâhî azametin hududsuz derinliği içinde insanın bir hiç olduğu idrak ediliyor.

Onun için yaradılışı işleyen ilâhî kanun içinde düşün!..

Her şeyin doğuş, yaşayış, sonunda ölüş olduğu kısa zamanı derin bir huşu ile kabullen!

O zaman “Aziz” olursun...

Bu işde :

Endişe, Korku, Hırs yoktur.

Değişmeyen bu kanunu kabullenmek lâzımdır.

İnsanlar o kadar gariptir ki:

Bu günün insanları haz ve sevinç nedir?

Elem ve dert nedir?

Bunu bilmiyorlar.

Acımak: En büyük ilâhî bir sevgidir.

Bir çocuk doğar aile sevinçlidir, çiçek götürürler.

Doğum günü derler, çiçek götürürler.

İsim günü derler, çiçek götürürler.

Hastaya, çiçek götürürler.

Düğüne, nikâha çiçek götürürler.

Ölüm olur, çiçek götürürler.

Sevgiliye, çiçek götürürler.

Çiçek hem sevinç, hem eleme vesile oluyor...

Bu hâl, düşünülürse aklın bunun önünde sapıtır ve utanır... “Sevinç ve elem”i bu hâle getirip dekore etmek küfürdür.

HAKK’ın kanununa isyan vardır,

İnsan doğar, Büyür, Yaşar, İhtiyarlar, Ölür.

Bu ilâhî kanunun istisnası yoktur.

Ölüm bir emir değildir.

Fâniliğin sebebidir.

O hâlde...

Söylemiyorum.

Siz düşünün!..

Ağ balık dolu, sevinçle ağı çekiyorlar.

Ağın içindekiler hayatlarını kaybetmişlerdir.

Dikkat edilirse...

Mutluluk için çiçek.

Kader için çiçek.

Yavru doğar sevinç.

Yavru ölür keder.

Yine çiçek..

Bu hâl hakiki kıymet bilmemezliğin apaşikâr delilidir...

16.1.1987 Cumartesi

Terakki : İlerleme. Yukarı çıkma, yükselme. * Artma, çoğalma. * Bilgi ve medeniyetçe yükseliş.