Resûlullah’ın kendilerinin tescil ettiği:
Aylar vardır Günler vardır Geceler vardır
Bunları ümmetinin tebcil etmelerini tavsiye buyurmuşlardır.
Bir de Resûlü Ekrem’den sonra bilhassa Osmanlı uleması ilmi din ile tezyin etmişler, dini de ilimle kuvvetlendirmişlerdir.
Zamanla Resûlü Ekrem’e ait bazı hususları şekillendirerek an’ane hâlinde tebcil ve takdis etmişlerdir.
Bunlar da: Resûlü Ekrem’in validelerinin kendilerini hamile hissetmesini ince hesablardan sonra tayin ederek tebcil etmişlerdir.
“Regaib gecesi” ismi verilmiştir.
Resûlü Ekrem’in doğumunu mevlüd olarak kutlamışlardır ki bunlara KANDİL ismi verdiler.
Resûlü Ekrem zamanında : Kadir gecesi. Mi’rac gecesi. Berat gecesi.
Resûlü Ekrem’den sonra; Regaib gecesi, Mevlüd gecesi bütün bunlar islâmlar tarafından ta’zim ve tebcil edilen mübârek gecelerdir.
Dikkat edilirse, Resûlü Ekrem’in irtihal günü hatırlanmaz.
Niçin?..
Abid ve Resûl
Nebîlik muvakkat
“Herkes ölecek! Yâ Habîbim sen de öleceksin!”
Her şeyin fâni, ALLAH’ın bâki olduğunu ilân eder.
Ölüm günü bu işe girmez.
Fâniliği bir nevi sessiz zedeleme olur...
Daha açıklarsam birçok yaptığımız ve hâlâ da devam ettiğimiz işlerden ötürü huzurumuz kaçar.
Küfürde olduğumuzu tasdik etmiş oluruz.
Molla Fenari Ebussuud Efendi Saadeddin Efendi Zembilli Ali Efendi İbni Kemal Molla Gürâni Yahya Efendi
Bu isimler ilim dolu kafayı ilâhî duygularla süslemiş, gönlü adaletle dolu, irade sahibi büyük insanların mümessilidirler.
Bunları tetkik ediniz!
Hayatlarını okuyunu!
Gönül duygularınıza ruhanî âleminize çok şeyler kazandırmış olursunuz...
Resûlü Ekrem’in doğum tarihi kat’i olarak bilinmiyor.
Ulemanın tesbit ettiği tarih, rivâyetlere hesablara dayanır.
Fil hadisesinden “kırk gün” sonra Rebiülevvelîn 12.nci gecesine tesadüf etmektedir.
Bir de Resûlü Ekrem Medine’de oruç emrolunduğu zaman Ramazan ayından başka aylarda Pazartesi günleri oruç tutarmış.
Niçin tuttuklarını sorduklarında:
“Ben bugün doğdum!” demişlerdir.
Bundan, Pazartesi sabaha karşı doğdukları anlaşılıyor.
Aynı zamanda vefâtlarında 63 yaşında olduklarından o hesaba göre de doğum tarihi tesbit ediliyor.
Resûlden aylarca sonra tesbit edilen bu tarihlere göre “mevlüd” meselesi ortaya çıkmış, yazılmış ve tes’id edilmiştir.
Şimdi;
Doğumlarında Mevlüd güzel...
İslâmlarda da doğumlarda mevlüd okuturlar.
Bu da güzel.
Fakat ölümlerde de mevlüd okutuluyor.
Doğru mu? Değil mi?
Doğum olur, mevlüd.
Sünnet olur, mevlüd.
Nikâh olur, mevlüd.
Ölüm olur, mevlüd.
An’ane hâline gelmiş bid’at olarak kabul edelim.
Niçin?
Resûlü Ekrem’in ölüm günü malûm.
Mevlüd okutulmuyor.
Cevap verin!..
Resûlü Ekrem’in ölümünde mevlüd okutulmuyor, okunmuyor.
Veyahut bilmediğiniz bir kuvvet okutmuyor.
Evet öyledir.
İşi anla, ağam. Küfre gitme!..
Fakat bu ceza-i müstelzim bir hâl değildir.
Bunun ismine “Edebsizlik” denir.
Halbuki Resûlü Ekrem “EL EDEBİ HAYRUN MlNE’Z-ZEHEBİ” buyurmuştur.
Buradaki edebin sonuna “Siz” kelimesi ilâve edilmez.
Ve “edeb”’sizin sonundaki “Siz”’i kaldırmakla ortaya çıkan Resûlü Ekrem’in “altundan hayırlıdır “edeb” dediği edeb değildir.
Kafanı niçinlerle doldurma!..
5.3.1987 Perşembe
Tescil : Sicile geçirme, deftere kaydetme. * Sağlamlaştırma.
Tebcil : Ağırlamak. Yüceltmek. Birisine ta'zim etmek. Hürmetle hareket etmek.
Takdis : Büyük hürmet göstermek. Mukaddes bilmek. * Cenab-ı HAKK'ın kusursuz, pâk ve her hususta noksansız olduğunu bildirmek, söylemek ve ALLAH'a (C.C.) şükretmek.
Ta’zim : Hürmet. Riayet. İkramda bulunmak. Bir zât hakkında büyük sayıldığına delâlet edecek sûrette güzel muâmelede ve hürmet ifade eden tavırda bulunmak.
İrtihal : Bir yerden başka yere göçmek, gitmek. Nakl-i mekân etmek. * Ölmek.
Tes’id : Tebrik etme, saâdetlendirme. * Sevinç ve sürur ile bayram yapma.
Ceza-i müstelzim :Cezayı lazım kılan, gerektiren.
El edebi hayrun mine’z-zehebi : Edeb altından hayırlıdır.