Söğüdün meyvası yoktur su kenarında olduğu hâlde...
Niçin meyvası yoktur?
Çiçeği de yoktur...
Diğer tarafını sen anla!
Ne demek istiyoruz... Düşün!
Kafese bülbül ile kargayı koymuşlar... ikisi de susmuş...
Bülbül güzel sesi ile kargayı incitirim diye susar.
Karga bu güzel seslinin yanında kendi fena sesiyle onu rahatsız ederim diye, edeben utandığı için susar.
Bu susmada yek diğerlerine karşı büyük bir edeb ve hürmet göstermişlerdir...
Bilir misiniz:
Dünyanın yarısı bilip de söylemeyen,
Diğer yarısı bilineyip de devamlı söyleyenlerle doludur.
Büyük nûrlular kendi velâyet kokularını ve kendi vücudunun nûrunu göstermezler.
Kendi kokularını alsalardı, nûrunu görselerdi yanarlardı.
Çünkü herkesde olmayan bu hâllerinden dolayı gurur gelirdi.
ALLAH’ın “El MÜTEKEBBİR” esmâsmm muhafızı “El KAHHAR” esmâsıdır. Buna maruz kalmamak için yanarlardı.
O nûru görmekten yanmak başkadır.
Gurura girseler de o zaman “KAHHAR” esmâsmm kahretmesi bambaşka bir sonuç, bir yanmadır.
Her şeylerini kaybederlerdi.
“Cehennem”, suçluların “KAHHAR” esmâsına çarpıtmamaları için bir nevi rahmetdir. “Orada insan ne yaşar ne ölür” âyeti bunu bildirmektedir.
Onun için tesadüfen öyle büyüklere rastlarsanız (başını gömleğinin altına sok!).
Ben âlimim, ben ulemayım, orgeneralim deme!..
Bilir misin:
İnsan tıyneti alan köpek, çoban olur.
Onların terazisi doğru tartar. Yanlış tartmaz.
İyilik yap!
Yaparken ondan bir üstünlük kendine sağlama “El GANİ, Er REZZAK” esmâlarını zedelersin.
Alın teri ile çalış!
Sabırlı, Kanaatkâr ol!
isyan etme!
Helâl rızıkla beslen!
Bu hâl ALLAH’ın en büyük niğmetidir.
Köylü misafire :
“Evinde imiş gibi ye!
Çekingen olma!
Bizim rızkımızı yiyecek değilsin!” demiş...
Çok büyük bir lâf bu...
ALLAH’ın misafiri olursan bambaşkadır o...
“Kulna ya nâru kûni berden ve selâmen alâ İbrahim :
Ey ateş! İbrahim’e karşı serin ve zararsız ol” âyetine mazhar olursun...
İçini dışınla ört!
Günah: Seni ALLAH’dan perdeleyen her şeydir. Unutma!..
Her yapacağın işde ve yaptığın işlerde sevab ve günah arama, insaniyetine hakaret etmiş olursun.
Bu yazılarımızla biz basit olarak söylemek icabederse:
Maddî ve mânevî ilim ile senin cesedinle ruhun arasındaki ahengi bildiriyoruz...
Bilir misiniz:
Saç kadının dışarı vuran iç güzelliğinin görünüşüdür.
Kadın içini saçlarıyla örtüp gizlemiştir.
Bundan dolayı da:
“Saçını ört!” emri çıkmıştır.
Uzun saçlı kadın sıhhatlidir. Güzeldir. Tam kadındır.
“Saçlarınıza ikram ediniz”. Hadisi vardır.
Saç bakım ister.
Bu bir nevi o güzelliği veren yaradana karşı teşekkürdür.
Bir nevi ta’zimdir.
Resûlü Ekrem’in saçları omuzlarına kadar uzundu,
Erkekde saç kuvvetin timsali ve kaynağıdır.
İtiraz etme bu böyledir.
Ama umacı gibi saç değil haa!..
”Yâ RAHMÂN! Yâ RAHÎM! Bismillah Yâ REZZAK! Yâ VÂCİD!”
Söyle, başla yemeğe.
Yemek bitti mi:
“Elhamdülillah çok şükür Yâ GANİ!” söyle...
Su içerken ayakda katiyyen içme!
Sebebini sorma otur veya çök!..
Su içerken arada konuşma, iç bitir.
Sonra konuş...
Bunların hepsi, daima abdestli olanlaradır...
15.1.1988 Cuma
KAHHAR : Galib-i Mutlak ve her an kahretmeğe muktedir olan Allah (C.C.) Hak Celle ve A'lâ'nın esmâ ve sıfâtındandır.
“Sümme la yemütü fiyha ve la yahya. : Sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar.” (A’lâ 87/13)
“Kulna ya naru kuni berdev ve selamen alâ İbrahim : Ey ateş! İbrahim için serinlik ve esenlik ol!» dedik.” (Enbiyâ 21/69)
Vâcid : Vücuda getiren. * Varlıklı. Fâtır. Gani ve zengin. * Mevcud olan.