Faiz : Ruha haramdır.
Kime ve neye haramdır?
İnsanın bir öte âlemde cevheri vardır. “Ruh”.
Bir de mekânda ruhun oturduğu maddî “Cesed” cevheri vardır.
Ruhî tarafın daima galip gelmesi murad edilmiş ve insan o mekanizma ile yaratılmıştır.
HAKK’a yanaşmak için ruhun temiz kalması, ilâhî muradın isteğidir. Yasaklar bu temizliği muhafaza için kula bahşedilmiş çârelerdir.
İnsanlar serbest bırakıldığı için bunlara bir nevi nimet olarak bakmak lâzımdır.
Emirler. Yasaklar. Sevabdır. Haramdır, gibi lâfız ve kelime ihtarları bu işe inanıp kabul edenlerin hatâlarına hitapdır.
O, inanmayana değildir.
Sabah ye akşam namazları Mekke’de mi’rac’da emrolunmustur.
Resûlü Ekrem Mekke’de bir hadis buyurmuştur.
“Men tereket selat fakat kefer”
“Namazı terkeden küfürdedir!”
Bu, sabah ve akşam namazlarının vakti içindir.
Vakit mi? Namaz mı?
Burada namazı terketti ikisi birden mi kastediliyor?
Evet!..
“Sizi süvariler kovalasa sabah namazının sünnetini terk etmeyin!”
“Etmeyin!” deniyor.
“Etmeyiniz!” cemi olarak söylenmiyor.
Bunlar doğrudan doğruya, hakiki müslümana hitapdır.
İslâmiyetin emirlerini yerine getirmeyene hitap değildir.
Haram para ile alınmış bir gömlek, 40 gün namazın kabulünü ortadan kaldırır.
Namaz namaz olarak kabul olunmaz.
Hattâ “Yâ hasreten alel ibad”... âyetindeki istihza etmek faslına girer.
Niçin 40 gün. 40 gün haram kullanan her ne türlü olursa olsun Mü’minlikten kaydı silinir?
Bilir misiniz: Leylekler yerde ötmezler.
Yuvalarını yüksek yerlerde yaparlar ve yuvalarında öterler.
Niçin böyledir?
Düşün bu hadise birşey haykırıyor.
Kötülük bazen kazâ ve kaderle karışır.
Derler ya:
“Yedinci kurşunu daima sakla!”.
“Bu ne demek?” diye de sorma!
Bazı şeyleri bilmek insana felâket getirir.
Ormanda yaşayan insan, bazen ağacı bile göremez.
Bazen de kafasını ağaca çarpar.
Gönlünle göğe Gözünle yere bak.
ALLAH’ı gönül aynanızda arayınız...
Dedelerimizin dedeleri “Müslümanız” diyorlardı.
Biz de “müslümanız” diyoruz.
Birimizin yalan söylediği muhakkak.
Onlar mı? Bizler mi?..
Dünyanın yarısı birşey bilip de söylemeyen,
Diğer yarısı da bilmeyip devamlı söyleyenlerle dolu.
“El ârif lâ yetekellem ve’l- mütekellem lâ yârif” ’
“Ârif olan söylemez. Söyleyen de birşey bilmez.”
Bir iki sorumuz var:
Resûlü Ekrem’in doğumu.
Nübüvvet, ilk Vahiy, Kur’ân-ın ilk nüzulü, Mi’rac, Hicret Vefât pazartesi geceleridir. Gündüz değil...
Bunlarda bir hikmet bir sır vardır.
Onu öğren!..
Namaz hicretten evvel sabah akşam namazları emrolunmuştur. Mekke’de.
Medine’de namaz Kudüs’e doğru kılınmıştır.
Sebep?
“Efendim Mekke’de put vardı!”
Bu lâf değil...
İbrahim’in dininin devamı olmadığını ilân içindir.
Resûlü Ekrem sünnetli doğmuştur.
Sabır, belâya karşı ibâdetdir. Duadır.
Aynı zamanda dikkat edilirse içinde küçük bilinmeyen bir isyan da vardır...
Korku zenginliğin gölgesidir.
İnançlar hakikatin gölgesidir.
~ 248 ~
Sabır görünmez tutulmaz.
Sabrın görünüşü:
“İlâhî tevazu’ içinde belli olur”.
Sabır ve tevazu’ karşısında eğilmeyecek kuvvet yoktur.
Sabırda hiyle desise yoktur.
ALLAH’ın takdirine kendini bırakmak, bir şey beklememek sabrın üstünde bir sabırdır. Tevazu’ bu takdirde bir nevi ta’zimdir.
Kime?
Sende saklı olana.
Kendine...
“Ahseni takvim” olmana.
Hülâsa sabır, hiylesi olmayanın hiylesidir.
Yâni herşeyde ALLAH’a bir şey istemeden kendini bırakmaktır.
3.4.1988 Pazar
“Ya hasraten alel ibad ma yetiyhim mir rasulin illa kanu bihi yestehziun : Ne yazık şu kullara! Onlara bir peygamber gelmeyegörsün, ille de onunla alay etmeye kalkışırlar.” (Yâ Sîn 36/30)