Bazı şeyler kâinatta “Gizlenmek” veya “Gizletilmek” isteniyor.
Kim tarafından ve niçin?...
İnsan dimağında:
Düşünceler. Fikirler. Bilgiler. Arzular. Duygular. Zevkler. Sevinçler. Acılar. Dertler. Sessiz sözsüz kelimelerdir.
Bunlar nasıl doğar Dimağdan.
Kimse bilmez.
Bilemez de...
Bunların bir kısmı kelime ve sözle açıklanamaz.
Akla doğar.
Kendi kendine fehmedilir.
Bazı hususlar vardır ki kendi aklına soracaksın kendin bulacaksın. Bulamazsan daha olmadın demektir.
Ruhun, cesed mekânında kendisinin ait olduğu mekâna bağlanışı ses ile oluyor.
İnsan kendi kendini anlaması için aklının “Cebrail’i” olması lâzımdır.
“Nefis” in senin üzerinde hakkı vardır.
İnsan nefsine zulüm değil adalet icra etmekle mükelleftir.
Fakat bu adaletin yetersiz olduğu “an” lar vardır.
Yaratılış düzenini değiştirmeye kalkışmak ALLAH’ın kurduğu nizama baş kaldırmaktır. Kâinat kanunlarına bağlı olmak, onlara hürmet etmek, kadere uymak demektir.
Kadere uyan Kudret eliyle hareket eder.
Haberi olmadan...
ALLAH Gayyur’dur.
Kendisinden başkasının sevilmesini istemez.
Çok dikkatli ol!..
Aklı kısa olan, onu kendisi uçurmuştur.
Aklını kullanamayan, onu kendisi bu hâle getirmiştir.
Cenabı HAKK her dimağa, aklı aynı miktarda vermiştir.
Onu HAKK’ın arzuladığı şekilde kullanması için usul ve kaideler, târifnameler bildirmiştir.
Öyle yaparsa insan kendinde, ruhunda HAKK’dan getirdiği maddî, mânevî hünerlerini ortaya çıkarır.
Onlar ortaya çıkınca, akıl vazifesini yapmıştır.
O zaman o insan yed’-i kudretle idare edilir.
Her sözü her hareketi “HAKK” dandır.
Onları gören göz yanılmaz, işiten kulak başkadır.
HAKK’a Resûl’e, Hz.Fatıma’ya kasem ederim ki;
“Bi Hakk’ın” HAKK’ın emirlerini yapmayan münafıktır!
O kimse dünyada azaptadır.
HAKK’ın huzuruna yüzü kızarmış olarak çıkmak kadar büyük azap yoktur.
Kul için her şey sınırlanmıştır.
Geçmiş ve gelecekte birçok şeyler meçhuldür ve meçhul kalacaktır.
Çünki “İnsan-ı kâmil” HAKK’ın izniyle muayyen noktalara kadar sırr-ı ilâhîye vukuf peyda edebilir.
“Biz semâvat ve arzın sırlarını insanalara tâlim ettik.”
Resûlü Ekrem muhterem sahabelerine bir gün:
“Benim bildiklerimi. Gördüklerimi, işittiklerimi size söylersem saçlarınızı yolar, ağlaya ağlaya deriden ve kederden, korkudan bilmeyerek yaptığınız işlerden helak olursunuz buyurmuştur”.
Helak olmak ölmek demek değildir.
“Saçlarınızı yolar”.
Saç yolmak ne demektir bilir misin?
Kuru lâf değildir.
Onu öğren ne demektir.
Bir adam damın üstünde ne yaparsa, aşağıdaki gölgesi de ONU yapar. Düşünce ve fikir bu damdaki adam gibidir.
Fikir ve düşünce ne ise çıkan iş de onun aynıdır.
Dinle:
Ayna birşeye tamah etseydi münafık olurdu.
Terazi tamah etseydi doğru tartmazdı.
Az, çoğa.
Bir yudum su, göle.
Bir avuç dane, büyük bir harmana delâlet eder.
Birinin ayağına diken batsa iğne ucu ile onu çıkaramazsa dili ile ıslatır. Ayağına batan diken o kadar güç bulunursa yüreğe batanı sen düşün...
Dikeni çıkarmak için akıllı adam ara!
Dışındaki elbise yeni. İçin paramparça...
HAKK’ın emirlerine uyarak hareket et!
Varlık.
Niçin?
Yokluk.
Nasıl?
Yaşamak.
Ne?
Topyekün.
Biliyor musun nedir?
“İçiniz dışınız âyet ile doludur”
Bu âyetdir.
ALLAH’ın sözüdür.
Ne demek bu?
Hak ortaya çıksın diyedir. Kur’ân-ı Kerimde:
“Hüve’l- BÂTIN. Hüve’l- ZÂHİR” mübarek lâfızları vardır.
Bunun tecellîsi nedir bilir misin?
Ledünni âlemin ve sırlarının meçhul meçhullerinin aynası...
Ruhaniyet-i Resûl’ün en son tecellî feneri.
Devam eden bu ruhaniyetin menba’ını alan en büyük tasarruf sahibi Şaban-ı Velî mânâsı açık bir sır.
Cevabı sır kalmalıdır.
Sözlerimize dikkat edin!
İhtiyardır diye ehemmiyetsiz demeyin!
İhtiyarlar bir gemide hiç bir işe yaramaz gibi görünen dümenciler gibidir ha!..
6.5.1988 Cuma “Kul enzelehüllezi ya'lemüs sirra fis semavati vel ard innehu kane ğafurar rahiyma : De ki: Onu göklerde ve yerdeki sırrı bilen indirmiştir. Şüphesiz ki O; Gafur ve Rahim olandır.” (Furkân 25/6)