Maymun Teorisi

İLİM, bilinmeyen ve var olan bir mevcudun, insan akıl ve zekâsı gayretiyle bulunup nesilden, nesile aktarılmasıdır.

Veyahut görülemeyene, duyulamayana, bilinemeyene inanarak var olduğunu kabul edebilmektir.

Gerçek; görülen, duyulan, isbat edilen ve inkârı kabil olmayandır.

Hakikat ise bambaşkadır.

Ona herkes varamaz ve anlayamaz.

Kâinatda uymak mecburiyetinde olduğumuz görünür görünmez kanunlar vardır.

Bunların bir kısmı yazılıdır, bir kısmı yazısızdır.

Meselâ örf ve âdetler yazısızdır.

Yazı bulunmayan yerden uygulanacak kanundur.

Ata mirası bir hazinedir.

Reddedilemez.

Darvin nazariyesi diye batıp çıkan unutulup tekrar ele alınan, maymunca maymunların nazariyesidir.

Neymiş bu?

İnsan maymunun tekâmülünden bugünkü hâle gelmiştir.

Bu görüş, ilim değil, irfan değil, maymunca bir düşünüş tarzının açıklanmasıdır.

Buna birçok şaşkınların dediği ilim diye bakarsanız 4 dinin ve en son İslâmm kitabı, İncil ve Tevrat’ın da önce ALLAH’ın tek olarak Hz. Âdem ve Havva’yı yarattığına dair beyan yalan olur.

Darvin’in dediği doğru ise, binlerce yıllık bu kitablar da yalandır.

Arkeolojik araştırmalar yapılır bir kısım çömlek, bir taş parçası bulunur bunlara binlerce mânâ verilir, o tarih olur okutulur.

Güya “hakikat” olur.

Buna göre Hz.Ad.em ve Havva maymun olur.

Güya insan, dedesinin maymun olmasına razı olur.

Peygamber olmasına karşı durur.

“Hayvanoğlu hayvan” denilirse hakaret olur.

“Dedeniz maymundur efendim!” denilirse iltifat olur.

Vay eşşekoğlu eşekler!..

İnsanlar, maymunların dejenere olmuş şekli hâlinde olduklarını isbata habersiz ve düşünmeden çabalamaktadır.

Maymunlar ise, ceddimiz insanlardır tezinde sebat ederek insanların tekâmül ederek en mükemmel mahlûkun maymun olduğunu isbata çalışmaktadır.

Yâni insanların tekâmül etmiş şekli maymunlardır.

Hayvanat bahçesinde bir maymuna sordum:

“Siz maymunların tekâmül etmesinden, insanlar bu hâle gelmişlerdir ne dersiniz?”

“Biz bu düşünceyi reddederiz” dedi.

“Aksidir, insanların tekâmülü neticesi biz maymunlar husule geldik, insanların bu iddiasına bakma, insanlar maymundan gelmedir diye kendi maymunluklarını isbata çalışıyorlar.

Öyle bir hâldedirler ki tavuk altında çıkarılmış ördek yavrularının perişanlığı içinde, üvey ana tavuğun peşinde koşarak, karada mı oturalım, suda mı yüzelim hâlindedirler!” Maymunlar insanların ceddi olarak kabul edildiğinde maymunların dejenere olmuş şekli de insanlardır.

O hâlde Darvin nazariyesi iki taraflı olarak doğrudur.

Kaybolan bir hakikati, kaybolan yerde aramalıdır.

Amerika’da kaybolanı Çin’de aramak boştur.

Türk medeniyeti Türk kültürü Türk topraklarında kayıptır.

Burada aramalıdır.

Köylerde yaşayan bir Türkçemiz vardır.

Oranın kadını ve erkeği dünyanın neresinde bulunursa bulunsun bir küçük Türkiye’dir.

Tetkik edersen, düşünürsen ne demek istediğimizi anlarsın.

Bu hakikati başka bir yönden başka bir malzeme ile anlatalım:

Mutlak haram olan vardır.

Onu helâl paranızla da alsanız yine haram olur.

Bunu bilen yok.

Bilseler de tatbik eden yok...

Bir de aslında yenilir, içilir.

Kullanılabilir olmasına rağmen hakkınız olmadığı ve siz onu haketmediğiniz için haram olan şeyler vardır.

Domuz eti, helâl paranızla alsanız yine haramdır.

Baklavayı çalarak elde ederseniz o da haram olur.

İkisi de aynı neticeye varır...

27.9.1986 Cumartesi

Tekâmül : Kemâl bulma. Olgunlaşma.